• Hesabım

Ocak Ayında Orman Ailesini Saygı ve Sevgiyle Anıyoruz

İstanbul’da Karamanlıların buluşacağı bir yeri olsun, Karamanlılar birbirleriyle tanışsın diye Yaşar Bacak, Necati Konuksever, Kadir Mangıcı ve Merhum İbrahim Hulusi Güngör bir araya gelir. Karamanlıların listesini oluşturmaya başlarlar.
Merhum Halil Orman bu değerli Karamanlı arkadaşlarını, İstanbul’da Karamanlıların bir derneği olsun diye cesaretlendirir ve İstanbul’da Karamanlıların bir derneği kurulur. Böylece 1992 yılında İKEV dernek olarak 1993 yılında da vakıf olarak faaliyete başlar.
Bu yazımızda amacımız Orman Ailesinden bahsetmek olduğu için diğer maddi ve manevi katkıda bulunmuş diğer kişilerden bahsetmeyeceğiz.
Zamanla Karamanlıların başını sokacak bir yeri olsun, gençler İstanbul’da üniversite eğitimi için geldiklerinde kalacakları bir yerleri olsun diye Karaman Evi Projesi fikri ortaya çıkar.
Merhum Halil Orman ve eşi Merhum Makbule Orman o yıllarda ayrı ayrı 350.000 TL’lik bağışta bulunurlar. Toplam 700.000 TL’lik bir bağışla bütün Karamanlıların heyecanlanmasına sebep olurlar. Böylece Karamanlıların İstanbul’da bir Karaman Evi olabileceği konusunda umutlar artar ve herkes elinden geldiğince katkıda bulunmaya başlar.
İstanbul Karaman Evi 2013 yılında açılır.
Makbule ve Halil Orman’ın en büyük bağışı yapmalarından dolayı 150 kişilik İKEV Kız Öğrenci Yurduna Makbule Orman’ın ismi verilir. 135 kişilik İKEV Erkek Öğrenci Yurduna Halil Orman’ın ismi verilir.
• Merhum Makbule Orman, bir Karaman sevdalısı olarak Karaman’da da gençlerin geleceğine katkıda bulunmak için bir Ortaokul yapılmasını sağlar. Fotoğraflarımızdan biri 12 Nisan 2008 yılına ait. Karaman Makbule Orman Ortaokulu bağışını yaptıran Makbule Hanımın oğlu Merhum Cengiz Orman eski M.E.B. Hüseyin Çelik tarafından plaket aldı.
• Karaman Makbule Orman Ortaokulu’ndan öğrenciler İstanbul’da İKEV’i ziyarete geldiler. Öğrencilerimiz Makbule Orman ve Halil Orman’ın çocukları Ayşe ve Cengiz Orman’a okul bağışlarından dolayı plaket verdiler. Fotoğraflarımızda bu güzel güne ait kareleri görebilirsiniz.
• Karamanlı öğrencilerin İKEV’i ziyaret ettiği günde öğrencilerimize Mustafa Kemal Atatürk’ün Nutuk eseri hediye edildi.
Halil Orman ve Makbule Orman…
Bu güzel yürekli iki Karaman Sevdalısı insanın 1953 Ocak Ayında oğulları Cengiz Orman dünyaya gelmiştir. Cengiz Orman’ı maalesef 2021 yılında Mart Ayında kaybettik. Makbule Hanım da 3 yıl önce Ocak Ayında maalesef aramızdan ayrıldı.
Bu nedenle Ocak Ayında İKEV Ailesi olarak Orman Ailesini sevgi ve saygıyla anıyoruz. Allah Rahmet Eylesin…
Biz dualarımızı ettik. Bu yazıyı okuyan herkesin de bu güzel Karaman sevdalısı insanlara dualarını istiyoruz.
Yazımızı Cevat Altınay’ın Merhum Halil Orman ile ilgili anlattığı hikayelerle bitiriyoruz. Sevdiklerinizle eksiksiz çok güzel bir Ocak Ayı geçirmeniz dileğiyle…
YIRTIK HEYBE
Koca Loman (Numan Türker) ve Çavuş Mustafa Gedikli, Avgan Köyünden yükledikleri narları Konya amele pazarının bir ucunda satmaya çalışmaktadırlar.
O sırada elinde çantası ile işine gitmekte olan Veteriner Halil Orman onları görür, selam, hal ve hatırdan sonra, Çavuş Mustafa, Halil Orman’a: “Halil Efendi birkaç nar veriyim” der. Orman ise “istemez, teşekkür ederim” diye nazikçe bu teklifi geri çevirmek ister. Çavuş ısrar ettikçe o da kabul etmez. Ta sonunda şehir ağzını bırakan Çavuş: “Getir len şu dağarcığını, bir zamanlar sen de az heybe gözü yırtmadın” der ve çantasına birkaç nar katar...
(Öskes bağlarından toplanan meyveler heybelere katılır, eşeklere yüklenir ve köye girerken bu meyvelerden isteyen çocuklar, eşeklerin önüne geçip, heybeden asılırlardı. Amcalarda birkaç meyve verirlerdi. Bazen bu heybelerin çocukların asılmasıyla yırtıldığı da olurdu...)
BİR ZAMANLAR...
Halil Orman başkanlığında köyümüzde Yalancılar Cemiyeti’ni kurduk. Başkanımız her köye geldiğinde kahvede toplanır, başlardık sohbete.
Geceler uzun...Sohbet koyu...
Ama takılmalar kırıcı değil, hem ders verici, hem de gülme içerikli...
Bir gün yine toplandık, masamız kalabalık, çay türül türül kokuyor..
Mehmet Ergincanlı yani Boklunun Hacı Mehmet bana:
Ee teyzeoğlu, ilerde hakim olduğunda, bir suçtan dolayı karşına gelirsem ne ceza verirsin? Diye sorunca Ben de:
Sararım sırtına temizinden bir altı ay deyince, cevabı hazırmış herhalde:
Peki...Sen de Kaya Boğazındaki bağa armut toplamaya geldiğinde, o feraceni, cübbeni elime dolarsam ne olacak deyince oturanlar bastı kahkahayı...
Çay paralarını öderken sıra Boklunun Hacı Mehmet’e gelince kahveci Eski Hasan’a deftere yazdıracak olduğundan “Şı-hım...Takış-tırı-ver.. diye pekiştire pekiştire söyleyince millet gülmekten yıkılmıştı...
Ne günlerdi...
Kaynak: Kemal Arabacı Facebook Hesabı
Anlatan: Cevat Altınay
Fotoğraflarımızdan biri
Veteriner Halil Orman Yollarbaşı Köyünde Bekir Sıtkı Erdoğan ile Birlikte..
(1950 li yıllar)...
 
Daha Fazla fotoğraf için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilirsiniz.
 
İlgili Görseller
Paylaş