Karaman her zaman en önde olmayı sevmiş, yenilikçi olmayı bilerek, ağırladığı medeniyetlerin tümünün, her zaman ileriye bakmasını sağlamıştır. Sakinliğin, huzurun ve sevginin kenti olmuştur.
Bu yüzden KARAMAN, Mevlanaların, Yunus Emrelerin, Karamanoğlu Mehmet Beylerin, Atatürk’ün Atalarının tercih ettiği şanslı coğrafya olarak tarihteki yerini almıştır.
Karaman halkıda bu gururu yıllardır taşımış, böylesine önemli bir mirasın sorumluluğunu bilmiştir. Bulundukları yörelerde, böylesine önemli bir coğrafyayı bütünüyle tanıtmayı sorumluluklarının bir gereği olarak görmüş, Karaman’dan dünyaya uçuşan sevgi güvercinlerinin kanadına tutunmayı bilmişlerdir.
Bu sorumluluğu, dünyanın her köşesinde ekmeğinin peşinde koşan gurbetçilerimiz, fazlası ile üstlenmişlerdir. Son yıllarda gözlemlediğimiz ve gururla izlediğimiz, kentimizi ve ülkemizi başarı ile temsil eden, çok önemli projelerde imzası olan bu dostlarımızdan “İstanbul’da ki Bizimkiler” de Karaman’ı hiç bir zaman unutmamışlar, ilgilerini hiç bir zaman esirgememişlerdir.
Evet,Karaman’lı olupta İstanbul’da ekmeğinin peşinde koşan “BİZİMKİLER”sen söz ediyoruz.
Çocukluğunu yaşadığı topraklardan taşı toprağı altın İstanbul’a göçen, yeni bir yaşama, yeni bir çevreye uyum sağlamakla geçen çocukluğundan sonra ekmek yarışında bayrağı devralan oradaki bizimkilerin ortak noktaları, geldikleri toprakları unutmamaları olmuştur. Karamanda yedikleri mayalı sıkmasını, içtikleri Arabaşı Çorbasını, at kuyruğundan yaptıkları sığırcık tuzaklarını hiç unutamamışlardır.
Toprak damlı evlerde kar yumayı, güzün yapılan etlikleri, mayalıdan yapılan ekmek atmalarını da unutamadığı anılarının başına koymuşlardır. Bir araya geldiklerinde “ nerdeee o eski Karaman” sözcüklerinden sonra gelen sohbet, zaman mefhumunu ortadan kaldırmış, saatler süren sohbetlere aracılık etmiştir. Bu güzel sohbetlerin yapılacağı toplantıları iple çeken, deyim yerinde ise bayram bekler gibi bekleyen “İstanbul’daki Bizimkiler” , koca köye okumak, iş tutmak veya gezmek için gelen hemşehrilerini de hiç unutmamış, her zaman yardımcı olmuşlar ve ellerinden tutmuşlardır. Yaşanan bu manevi doygunluk, böylesine güzel bir çalışmayı daha planlı ve kurumsal bir yapıda yürütme fikrini ortaya çıkarmış ve dernek çatısı altında yürütülmesi kararı kaçınılmaz olmuştur.
Artık İstanbul’daki Karamanlıların bir çatı altında birleşme zamanı gelmiştir.
Azımsanamayacak kadar fazla olan Karaman’lı nüfusun tek bir yumruk olmaları, aynı ses tonu ile konuşmalarının tam zamanı idi. Bu düşünceye sahip 60 kadar hemşeri yaptıkları toplantılar ile dernek kurma kararı almışlar ve amacın gerçekleşmesi yolunda ilk adımı atmışlardır.
Ve,tüzük konusunda yapılan çalışmalar sonucu 1992 yılının Mayıs ayında “KARAMAN İLİ YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİ”nin kurulması ile sonuçlanmış, bu güne kadar gelen birlikteliğin ilk temeli atılmıştır.
Kurucu üyeliklerini İbrahim Hulusi GÜNGÖR, M.Yaşar BACAK, kadir MANGIRCI, Ali DÖNMEZ, Necati KONUKSEVEN, Orhan SAVAŞKAN ve Mehmet ÇEVİK’in yaptığı, denetim kurulunda ise Bilal DÖLEK, Ahmet BÜYÜKEMRE ve Mehmet BACAK’ın görev aldığı dernek ilk çalışmalarına başlamış, bitmeyen istek ve enerjileri ile her zaman hemşerilerinin yanında olmayı, Karamanınımızın tanıtımı noktasında üzerlerine düşen sorumlulukları gerçekleştirmeyi en önemli görevleri olarak bilmişlerdir.
Geçici oluşturulan bu yönetim Kurulundan sonra, yapılan ilk Genel Kurulda Suat Sözer Başkanlık görevini devir almış, aynı hızla çalışmalara başlamıştır.
Artık Karamanlıların da bir dernekleri vardı.
Diğer hemşeri derneklerine gıpta ile baktıkları günler geride kalmış, kendilerininde birlikte olabilecekleri bir çatıları olmuştu. İstanbul’un her köşesinde bulunan Karamanlıların yoğun ilgi göstermesi derneğin kısa sürede amacına ulaşmasını sağlamış, özellikle öğrencilerin gereksinimlerinin karşılanması noktasında gösterdiği büyük başarı insanlarımızın daha çok beğenisini kazanmasına aracılık etmiştir. Belirli aralıklarla düzenlenen dayanışma yemekleri ile hemşeriler arasındaki kopukluk giderilmiş, eskimeyen ve sağlam temelli dostlukların oluşmasına vesile olmuştur. Özellikle arabaşı geceleri ile hem Karaman’ımızın gastronomik değerlerinin tanıtımı hedeflenmiş, hemde sorunların çözüm noktalarının araştırıldığı bir etkinlik olarak çalışma listesine eklenmiştir.
Böylesine güzel çalışmalar, Karamanda yaşayanlarca da destek görerek, övgü ile söz ediliyordu artık.
Özellikle iş insanlarından gelen ilgi ve maddi destek ile dernekten daha öte çalışma sistemi akıllara gelmeye başlamış ve vakıf kurulması yönünde öneriler oldukça yoğunlaşmıştı.
Ama herkesin ortak noktası, Eğitim ve öğretim konusunda uzatılacak bir el olmak, güzel ülkemizin geleceği olan ve Atatürk’ün çizdiği yolda yürüyecek gençliğe o eli uzatmak, kendi kimlik kişiliğine sahip çıkan bir ülke hedefine sahip çıkmak olmaktadır.
Bu düşünce İKEV adı ile vakıf kurulmasına öncülük etmiş, bundan sonraki çalışmaların amacı belli olmuştur:
O da: Karaman’lı öğrenciler başta olmak üzere, tüm öğrencilerin sorunlarının çözümü noktasında yanlarında olmak.
Hedef büyümüş, çıta yükselmiş ve zor bir süreç için kollar sıvanmıştır. Bu hedeflere ulaşma yolundaki azmi ile öne çıkan kişi Suat SÖZER, Vakfın kuruluşunda da önde olmuş ve Ekibi ile mutlu sona ererek hizmet yarışında bizde varız diyerek işe başlamışlardır. Kendisi gibi çalışkan kişilerden oluşan ekip ile günümüzdeki başarıların ilk tohumları atılmış, ülke ve Karaman geleceği için ışık olmuşlardır.
“ 1994 yılıydı. Karaman’ın bir köyünden üniversiteyi kazanan bir öğrenciyi babası elinden tutmuş benim iş yerime getirdi.
Oğlunun kendi imkânlarıyla, kursa dahi gitmeden İTÜ’yü kazandığını ancak oğlunu İstanbul’da okutacak maddi gücü olmadığını söyledi. Kendisinin çoban olduğunu ve oğlunun da çoban olmayı kabul etmeyip, ısrarla okumak istediğini belirtti. “Köy muhtarımız ve köylülerimizin de ısrarı ve destekleriyle okula kayıt olmak için geldik. İstanbul’daki kalacak yeriniz için de İstanbul Karamanlılar Derneği Başkanı size yardımcı olur” dediler.
Babanın anlattıklarını dinleyince çok duygulandım. Öğrenci yurdunun ne denli ihtiyaç olduğunu ve önemini o gün daha iyi anladım. Çocuk Türkiye’nin en iyi okullarından birini kazanıyor ve babası imkânsızlıklardan dolayı okutamayacağını söylüyor. Çocuk ise okumak istiyor. Konuşurken “acaba okuyamayacak mıyım?” diye yüreği pır pır ediyor, elleri titriyordu.”
Evet, bu sözler Suat SÖZER’e aitti. Kendisini çok etkileyen ve Karamanlılara ait bir öğrenci yurdunun ne kadar gerekli olduğunu anımsatan bu olay, bu gün gelinen noktanın başlangıcı olmuş ve ilk hedefin öğrenci yurdu İçin kolları sıvamak olduğunu ortaya koymuştur.
Yönetim kadrosu zaten bu iş için orada olduklarını belirtmişler ve her zorlukta birlikte olacaklarına dair söz vermişlerdi.
İşte o efsane ekip; Suat SÖZER, Ahmet BÜYÜKEMRE, Haluk TUNCEL Mehmet AYDEMİR, Ertuğrul YURDACAN, Mustafa GÖNCÜ, Tolgay İbrahim IŞIK, Ali EYLER, Turan TERLEMEZ ve Emel EVGİN
Tabii, yönetim dışında olsada her zaman her yerde Vakıf ile birlikte olan İhsan DURU..
Aramızdan ayrılanlara rahmet, yaşamını sürdürenlere sağlık ve mutluluk dileklerimizi iletiyoruz.
1998 yılında hemşehrimiz Ali Müfit Gürtuna İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildikten sonra hayaller teker teker gerçeğe dönüşmeye başlamış ve bugün yurt binası yapılan arsa Belediyeden kiralama yöntemi ile elde edilmiş, uzun sürecek maratonun ilk adımları atılmıştır.
Çok zorlu geçen bir süreç sonunda 2008 yılında çoşkulu bir kalabalık ile temeli atılmış, sıra en zor aşamasına gelmişti.
Bu kadar para nasıl bulunacaktı.
Çok zor oldu ama hayırsever Karamanlılar, çalışkan bürokratlar ve azimleri ile ayakta alkışlayacağımız vakıf üyelerinin çalışmaları sonucu mutlu sona ulaşılarak, 280 öğrenciye ev olacak yurt binasının sonuna gelinmiş, kalabalık bir topluluk önünde Açılışı yapılmıştır.
2013 yılında gerçekleşen bu güzel olay, bir çok ilin vakıf ve dernekleri tarafındanda ilgi ile izlenmiş, gösterilen dayanışma ve yardımlaşmaya gıpta ile bakılmıştır.
Karaman, kendine yakışanı bir kez daha yapmıştı.
Atasının gösterdiği yolda yürüyen, çağdaş Türkiye emellerini yüreklerine kadar hisseden gençlerimizin yetenekleri ile dünya gençlerine rakip olmaları, ülkemizin ismini dünyanın her karışında ilimle, teknoloji ile duyurmaları yolunda üzerine düşeni yapmıştı.
Vakıf İçin çalışmalar bitmemiş, Karaman’ın tanıtımı noktasında yapılan her çalışmada “ bizde varız” diyerek taşın altına elini koymuştur. Hemşehriler arasında dayanışma ve birlikteliği güçlendirmek amacı ile çeşitli etkinliklere imza atarak, bu bağın gelişmesine katkıda bulunmayı görev bilmiş, Başkanından başlayıp, normal üyeye kadar hissedilen bu sorumluluk bilinci başarıya giden en önemli etken olmuştur.
Günümüze kadar geçen süreçte, İKEV bünyesinde yapılan Genel Kurullarda Suat SÖZER, Suat YILDIRIM ve İhsan DURU Başkan olarak seçilmişlerdir.
Şu anda Vakıf Başkanlığını yürüten İhsan DURU, kuruluşundan bu güne kadar yer aldığı ve her aşamasında içinde bulunduğu bu güzide kuruluşun başında bulunmaktan son derece onur duyduğunu ve yüklenen bu sorumluluğun bilinci ile çalışmalarını daha istekli yürüteceğini belirtmiş ve çalışmalarına başlamıştır.
Kendisine ve yönetim Kuruluna başarılar diliyor, tüm emeği geçenleri candan kutluyorum.